31 Mayıs 2014 Cumartesi
KİTAP İSTEYEN?-ÇEKİLİŞ
Yine bir yazarımızın desteğiyle , şanslı bir kitapsevere bu kitabı hediye ediyoruz.
Ve yine kitabınız isme imzalı gelecek.
Klasik usulle yapıyorum artık bildiğiniz üzere çekilişimizi.
Bloguma üyelik şart değil, kitabı isteyen herkes sadece mail adresini yazarak katılabilir.
Fakat daha çok kişiye ulaşmasını istiyorum bu çekilişin , bu sebepten;
paylaşacağınız her sosyal paylaşım sitesi için +1 hak vereceğim.
Çekiliş 23.05.2014-03.06.2014 tarihleri arasında geçerlidir.
Hepinize bol şans , çok kitaplı günler.
AYNADAKİ GÖZ
48-PERİ GAZOZU- ERCAN KESAL
1. Baskı 2013
Elimdeki 6. Baskı 2013
198 Sayfa
"Türkiye'yi koca bir "Sessizlik Kulesi " yaptık en sonunda.Ölülerimizi zalimler yesin diye inşa ettiğimiz bir kule artık ülkemiz.
Saklanıp bir şeylerin arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize."
"Peki ne kadar daha seyredeceksiniz, plazma LCD televizyonlarınızın önünde, bayrağa sarılı tabutlara sarılarak , babalarının göğüslerini arayan yetimlerin hüznünü?
Ya da , çoğu zaman usulünce yıkamak bile reva görülmeyen diğerlerinin, geride bıraktığı isyankar çocukların öfkesini.
YETMEDİ Mİ?"
"Artık burnumuzda sıcak ekmek kokusu yerine kan kokusu var."
"Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur."
"Ama yorulmadınız mı, ağzınızda cesetlerle yıllar yılı tepemizde akbaba gibi dolaşmaktan?
ir karga gibi yapın hiç olmazsa. İnin yere ve bırakın ölülerimizi.Kalplerimiz onların mezar yeridir."
"BİZ
Belki de biricik mesele bu.Dünyanın bizimle birlikte kurulduğunu zannedip, kendimiz için sonsuz bir yaşam hayal etmek.Bu yüzden, bu kadar kalınlaştı derimiz.Bu yüzden dipsiz bir kuyuya dönmüş içimiz.
Gebeliğini kalın bir bez kuşakla sarıp saklayan küçük kadın gibi, gövdesinden başka sunacak hiç bir şeyi olmayan genç insanların çaresizliği üzerinden yapılan siyasetimiz, kızının kalbindeki değil , çarşafındaki kana bakan adamlar gibi yaşayıp, komşusuna verdiği "ileri demokrasi" akıllarından kendi nasiplenememiş riya dolu düzenimiz ve elbette meseleleri kökünden çözmek yerine , onun büyümesini seyrederek aldığımız ölümcül hzla sarhoş BİZ:"
******************************************
Ben bu kitap için ne söylesem az , hangi kelimeleri kullansam anlamsız olacak.
Ercan KESAL kendi çocukluğundan başlıyor hikayesine ama öyle bir anlatıyor ki , hani O'nun oynadığı sokakalarda O'nunla birlikte oynayıp , O'nun okuduğu kitapların sayfalarını siz çeviriyorsunuz sanki.
Sonra büyüyor, kocaman yürekli bir doktor oluyor.
İşte o noktadan sonra ülkemin gerçeği daha çok vuruyor.
Her kelimesi ile etkili, samimi ...
Hem sıcacık hem buz gibi,
hem güldüren hem ağlatabilen
ender kitaplardan/hayatlardan biri.
Syf 73'teki hikayeyi okuduysanız ,
Syf 93 'teki dileğe katılıyorsanız , ne mutlu size.
Not:Ercan KESAL ismi pek çoğunuza yabancı gelmeyebilir, Nuri Bilge CEYLAN ile birlikte çalışmış kendisi , hatta Bir Zamanlar Anadoluda adlı filmde oynamış , ve o filmdeki doktor kendisinden esinlenilerek yazılmış.
29 Mayıs 2014 Perşembe
47-VE DAĞLAR YANKILANDI- KHALED HOSSEINI
Çeviri:Püren Özgören
1. Basım 2013 Eylül
410 Sayfa
Kitabı çıkar çıkmaz almama rağmen yeni okudum.
Her yeni kitaba başlamak için okunacaklar rafına geldiğimde , gözümün içine baktığı halde, meraktan öldüğüm halde , daha önce okumadım.
İstedim ki bekledikçe demlensin , demini tam almış çay gibi tadı yerini bulsun.
Bir de ben daha önceki kitaplarına vurgunum yazarın , çeviriden de eminim çok güzel bir şey geliyor.
Eğer ilk defa Khaled Hhosseını(Halit Hüseyin) okuyacaksanız bu kitabından başlayın derim.
Eğer ilk defa Uçurtma Avcısı'nı okuduysanız , ondan sonra okuyacaklarınızda hep kıyas yapacak ve asla tam olmuş gibi gelmeyecek size , ne kadar güzel olursa olsun.
Yazar ilk kitabında Everest'e çıkarmışsa , sonrakilerde hep bir eksik kalış hissi oluyor ben de .
Bu kitap ta öyle oldu, masalsı başladığından belki de.
Çünkü aslıda hayatın tam içinden , yüreğinizden yakalardı diğer kitaplarında ve bırakmazdı son satırına kadar.
Ortalarına doğru karakter fazlalığından mıdır , her karakterin ayrı bir hikayesi olduğundan mıdır , sonuna geldiğimde , tam olarak yetmedi kitap ya da fazla geldi.
Çünkü çok fazla karakterin hayatı anlatılan kitaplarda ben kahramanı arıyorum sürekli.
Hepsi kahramansa ya da hepsinin hayatı ayrı hikayeyse , başka kitaplara sarkması o karakterlerin daha makul gibi geliyor.
Bu kadar sızlandım ama kitabı beğendim , Bir Uçurtma Avcısı kadar değil ama yine anlatım olarak (çevirinin mükemmeliyetini de ekleyin buna) çok güzeldi.
Yine , yeni kitaplarını sabırsızlıkla bekleyeceğim.
26 Mayıs 2014 Pazartesi
46-ALÇAKTAN UÇAN GÜVERCİN-TARIK DURSUN K.
YKY'de 1. basım 2012
199 Sayfa
"Partilerin ilçe başkanları hep aynı.
AP'liler her zaman iktidar olmanın tepeden bakışını sürdürüyorlar.
CHP'iler her zaman muhalif.
DP'liler kinci.
MSP'liler din tacirleri.
Eskinin TİP'lileri hep ayakları yerden kesili.
Aydın aymazlığında halk halk dedikleri halkı tanımaktan uzak, MHP'liler kabadayı, cahil , külhanbeyi.
Aynı şarlatanlıklar , aynı evet efendicimlikliler, aynı kahve dövücünün hınk deyicileri."
*********************
Aslında kitabın ilk basımı 1980 ve 1970 'lerin Türkiye'sinden bir tecavüz hikayesi anlatmakta.
Ama hiç öyle "aaa eskiyi anlatıyor" demeyin , okuduğunuzda göreceksiniz :
hem insan hakları , çocuk hakları , kadın hakları kısmında hem de siyasal anlamda Türkiye tek bir adım bile ilerleyememiş .
Çok büyük bir kederle , aradan geçmiş 45 yılın , ülkemin insanlarına hiç bir şey öğretemediğini , hiç birimizin bir şey öğrenmeye niyeti olmadığını göstermekte aslında kitap.
Üstelik te harika bir Türkçe ile.
Hukuki düzenin ; koltuk sevdasına , kasa hesabına göre işlediği aynı sistemle , mutlu mesut yaşıyoruz hala.
Ve küçücük çocuklarımız tacize , tecavüze ve ölüme giderken hala aynı yerde oturmaktayız.
Bize dokunmayan yılanlar bin yaşasın zaten.
Ülkemdeki herkesin okumasını , hatta zor kullanılarak bile olsa okutulmasını isterim.
Not:Kitaptan yaptığım alıntıyı , günümüz parti isimlerine bir iki harf eklentisi veya çıkarımıyla uyarlayın , göreceksiniz .
24 Mayıs 2014 Cumartesi
45-HARP CERİDESİ-YÜZBAŞI NACİ EFENDİ
BALKAN SAVAŞINDA EDİRNE KUŞATMASINA AİT HARP CERİDESİ
1. Basım 2012 -165 Sayfa
Çeviri :Hülya TOKER
100. yıl anısına hazırlanan Balkan Savaşları serisine ait bir kitap daha.
Edirne Kuşatmasını yaşamış Yüzbaşı Naci Efendi'nin notlarını barındırmakta.
Tarihe , özellikle birebir yaşayanların yazdıklarına meraklıysanız , bu seriyi kesinlikle edinmelisiniz.
22 Mayıs 2014 Perşembe
44-İÇİMDEN KUŞLAR GÖÇÜYOR - İNCİ ARAL
1. Baskı 1998
Kırmızı Kedi'de 1. Basım-2012
165 Sayfa
"Her insan yükünü kendi taşır ister istemez ve düşmeden önce, düştüğünde başına gelecekleri bilemez."
Yine klasik bir İnci Aral kitabı.
Artık orta yaşlara gelmiş yazarımız menopozla , orta yaşla ve hayatla yüz yüzedir.
Sorgulamalar , yanlışlar , doğrular, acılar ve hastalıklar...
Ve yine yazım sürecinde ve sonrasında hissedilen cendere hali, yine günlük koşturmalar.
Yine doğal , karmaşık , hayat...
Arayışlar ve sonlar.
21 Mayıs 2014 Çarşamba
MİM 'LER
Pek kıymetli üstadımız , yeni nesil yazarlarımızdan , bloggerım arkadaşım MİM yapmış , evet bu defa beni mimlememiş ama daha önce mimlediğinde yapamamıştım .Bunu yaparak hem kendimi affettireyim , hem gönlünü edeyim, hem de soruları çok sevdim , bir iki kişiye daha göstermiş olayım dedim.
Eyvallah SADE VE DERİN:D
MİM1- ANNE YALANLARI
Evet bu bir itiraftır , ben de pek çok yerde oğluma o kapuska değil ki tavuklu yemek diye yutturmaya çalışıyorum ve fakat bu yeni nesil bize benzemiyor.Ben annem ne derse ona inanırdım , benim oğlum yemiyor bu tip yalanları.Ne tavuğu ya bal gibi kapuska işte , iki parça tavuk var diye kapuska değişmez ki deyip yine yemiyor yemeği :(
Yani anne yalanları tarihte kalıyor yavaş yavaş...
MİM2-TEK KELİME ETME (!) MİMİ
Telefonun nerde?
mutfakta :)
Partnerin? eşim
Saçların? 4. yılında
Annen? HIMMMM...
Baban? CAN
En Sevdiğin Eşya? Çaydanlığım
Son Gece Gördüğün Rüya? Unuttum :)
Hayalindeki Araba? 4*4
İçinde Bulunduğun Oda? Huzurum:)
Korkun? deniz
10 Sene İçinde Ne Olmak İstiyorsun? doktor :D
Sen Ne Değilsin? düzenli :(
Üzerinde Ne Var? kat
Senin Hayatın?aynı
Moralin?düzgün
Şu An Ne Düşünüyorsun? Çay
Senin Bilgisayarın?LG
Bira?Kahve
Aşk?Oğlum :)
MİM3-SİZ HİÇ?
Siz hiç gerçek aşk nedir bildiniz mi?
evet , evlat aşkı aşkların en gerçeği :)
Siz hiç acı çektiniz mi?
Çok büyük acı çektiğimi düşünmüyorum , Allah
evlat acısı göstermesin , en büyük acının o
olduğunu düşünüyorum.
Siz insanların ta gözlerinin içine baktınız
mı?
Birebir diyalog kuruyorsam mutlaka , fakat
alelacele bir iş ise mümkünse değmeden geçmeye
çalışırım.
Siz hiç salıncakta sallanıp bulutları
yakalamaya çalıştınız mı?
Yok , :(
Siz hiç ayağınız takılıp düştüğünüzde bayılana
kadar güldünüz mü?
Çok utanırım ya , bir kere yağmurlu havada
düşmüştüm , kimse olmamasına rağmen acıdan
değil ama utançtan ağlamıştım :(
Siz hiç parmak yarışı yaptınız mı?
Yapılmaz mı ya :)
Siz hiç kafanızı su dolu bir kovaya koyup
nefesinizi ne kadar tutabildiniz mi?
Hayır yaa , çok korkuyorum ki sudan :(
Siz hiç ruh çağırdınız mı?
Çağırmıştık eskiden , cin peri hikayelerine de
ayrıca bayılırım :)
Siz hiç altın günü yaptınız mı?
Eskiden çok eskiden ...
Siz hiç pamuk şeker yerken yüzünüze gözünüze bulaştırdınız mı?
onu düzgün yiyebilene altın madalya veriyorlar
zaten :)
Siz hiç gece yarısı uyanıp sevdiğiniz birinin
nefesini dinlediniz mi?
oğlumun, sıklıkla, aldığı her nefes ayrı bir
mutluluk çünkü .
Siz hiç saatlerce köpük banyosu yaptınız mı?
Saatlerce mi , pimpirikli biriyim ben, yerimde
20 dk.dan fazla durdum mu rahat batıyo ki :)
Siz hiç çimlerin üzerinde çıplak ayak yürüme
keyfini yaşadınız mı?
Evet köyde , güzel his , bir de KKKA olmasa
Siz hiç yağmur altında çılgınca koştunuz mu?
Yağmur en sevdiğim şeylerden biridir ,
koşmayı değil ama yağmur yağarken yürümeyi
severim , hiç bir yere çıkamıyorsam ellerimle
değsem bile mutluluktur benim için.
Siz hiç bir günü hayıflanmadan geçirdiniz mi?
Günlerim genelde mutlu geçer .
Siz hiç sesiniz kötü olsa da bir şarkıyı
bağıra bağıra söylediniz mi?
Sesim çok kötü ya , oğlumun yeter , kes
demelerine aldırmadan bazen sırf bu
dediklerinin demesi için bile söylerim :)
Siz hiç kendi takımınız yense bile karşı
takımı alay etmeden medenice tebrik ettiniz
mi?
Tebrik ederim tabi , takım tutkum olmadığından
herhalde :)
Siz hiç yardımlaştınız mı?
olmaz mı .
Siz hiç saatlerce beklemenize rağmen acelesi
olduğu her
halinden belli birine yerinizi verdiniz mi?
hiç kimse için saatlerce beklemem , eskiden
faturaları elden yatırdığım dönemde bu yer
verme yüzünden çok uzun beklediğim olmuştu
ama.
Siz hiç etraf ne der demeden hiç rahatça
hareket ettiniz mi?
edemem , çok utangacım , millet ne der korkusu
yaşarım ama bir gün yurtdışında çok şey
yapmak istiyorum :)
Siz hiç gönlünüzce yaşayabildiniz mi?
%100 istediklerim olmasa da yaşadığım hayattan
şikayetçi değilim , bu da mutlu olmak için
yeterli .
Evet teşekkür ederim DEEPTONE, dileyen herkes
yapabilir mimi , zira oldukça samimi geldi
sorular bana.
Eyvallah SADE VE DERİN:D
MİM1- ANNE YALANLARI
Evet bu bir itiraftır , ben de pek çok yerde oğluma o kapuska değil ki tavuklu yemek diye yutturmaya çalışıyorum ve fakat bu yeni nesil bize benzemiyor.Ben annem ne derse ona inanırdım , benim oğlum yemiyor bu tip yalanları.Ne tavuğu ya bal gibi kapuska işte , iki parça tavuk var diye kapuska değişmez ki deyip yine yemiyor yemeği :(
Yani anne yalanları tarihte kalıyor yavaş yavaş...
MİM2-TEK KELİME ETME (!) MİMİ
Telefonun nerde?
mutfakta :)
Partnerin? eşim
Saçların? 4. yılında
Annen? HIMMMM...
Baban? CAN
En Sevdiğin Eşya? Çaydanlığım
Son Gece Gördüğün Rüya? Unuttum :)
Hayalindeki Araba? 4*4
İçinde Bulunduğun Oda? Huzurum:)
Korkun? deniz
10 Sene İçinde Ne Olmak İstiyorsun? doktor :D
Sen Ne Değilsin? düzenli :(
Üzerinde Ne Var? kat
Senin Hayatın?aynı
Moralin?düzgün
Şu An Ne Düşünüyorsun? Çay
Senin Bilgisayarın?LG
Bira?Kahve
Aşk?Oğlum :)
MİM3-SİZ HİÇ?
Siz hiç gerçek aşk nedir bildiniz mi?
evet , evlat aşkı aşkların en gerçeği :)
Siz hiç acı çektiniz mi?
Çok büyük acı çektiğimi düşünmüyorum , Allah
evlat acısı göstermesin , en büyük acının o
olduğunu düşünüyorum.
Siz insanların ta gözlerinin içine baktınız
mı?
Birebir diyalog kuruyorsam mutlaka , fakat
alelacele bir iş ise mümkünse değmeden geçmeye
çalışırım.
Siz hiç salıncakta sallanıp bulutları
yakalamaya çalıştınız mı?
Yok , :(
Siz hiç ayağınız takılıp düştüğünüzde bayılana
kadar güldünüz mü?
Çok utanırım ya , bir kere yağmurlu havada
düşmüştüm , kimse olmamasına rağmen acıdan
değil ama utançtan ağlamıştım :(
Siz hiç parmak yarışı yaptınız mı?
Yapılmaz mı ya :)
Siz hiç kafanızı su dolu bir kovaya koyup
nefesinizi ne kadar tutabildiniz mi?
Hayır yaa , çok korkuyorum ki sudan :(
Siz hiç ruh çağırdınız mı?
Çağırmıştık eskiden , cin peri hikayelerine de
ayrıca bayılırım :)
Siz hiç altın günü yaptınız mı?
Eskiden çok eskiden ...
Siz hiç pamuk şeker yerken yüzünüze gözünüze bulaştırdınız mı?
onu düzgün yiyebilene altın madalya veriyorlar
zaten :)
Siz hiç gece yarısı uyanıp sevdiğiniz birinin
nefesini dinlediniz mi?
oğlumun, sıklıkla, aldığı her nefes ayrı bir
mutluluk çünkü .
Siz hiç saatlerce köpük banyosu yaptınız mı?
Saatlerce mi , pimpirikli biriyim ben, yerimde
20 dk.dan fazla durdum mu rahat batıyo ki :)
Siz hiç çimlerin üzerinde çıplak ayak yürüme
keyfini yaşadınız mı?
Evet köyde , güzel his , bir de KKKA olmasa
Siz hiç yağmur altında çılgınca koştunuz mu?
Yağmur en sevdiğim şeylerden biridir ,
koşmayı değil ama yağmur yağarken yürümeyi
severim , hiç bir yere çıkamıyorsam ellerimle
değsem bile mutluluktur benim için.
Siz hiç bir günü hayıflanmadan geçirdiniz mi?
Günlerim genelde mutlu geçer .
Siz hiç sesiniz kötü olsa da bir şarkıyı
bağıra bağıra söylediniz mi?
Sesim çok kötü ya , oğlumun yeter , kes
demelerine aldırmadan bazen sırf bu
dediklerinin demesi için bile söylerim :)
Siz hiç kendi takımınız yense bile karşı
takımı alay etmeden medenice tebrik ettiniz
mi?
Tebrik ederim tabi , takım tutkum olmadığından
herhalde :)
Siz hiç yardımlaştınız mı?
olmaz mı .
Siz hiç saatlerce beklemenize rağmen acelesi
olduğu her
halinden belli birine yerinizi verdiniz mi?
hiç kimse için saatlerce beklemem , eskiden
faturaları elden yatırdığım dönemde bu yer
verme yüzünden çok uzun beklediğim olmuştu
ama.
Siz hiç etraf ne der demeden hiç rahatça
hareket ettiniz mi?
edemem , çok utangacım , millet ne der korkusu
yaşarım ama bir gün yurtdışında çok şey
yapmak istiyorum :)
Siz hiç gönlünüzce yaşayabildiniz mi?
%100 istediklerim olmasa da yaşadığım hayattan
şikayetçi değilim , bu da mutlu olmak için
yeterli .
Evet teşekkür ederim DEEPTONE, dileyen herkes
yapabilir mimi , zira oldukça samimi geldi
sorular bana.
20 Mayıs 2014 Salı
43-BİR PERİŞANLIK HALİ- MEHMET ANIL
1. Basım 2013-238 Sayfa
Milletçe perişan olduğumuz zamanlarda , tam da ismine yakışan bir roman .
Bir perişanlık hali ;
çocuk istismarı , pedofili, ülkemdeki yargılama süreçleri , bir insanın suçlu mu suçsuz mu olduğunun nasıl anlaşıldığı gibi konuları işliyor.
Açıkçası kitap bittiğinde ben de perişan oldum.
Bu kadar ciddi bir mevzuda, hangi tarafın haklı ya da haksız olduğuna karar verememek insanı perişan ediyor gerçekten.
Belki de hayat gri olduğundandır , kim bilir?
Siyah ya da beyaz diye ayıramadığımız zamanlar olur ya hani.
Açıkçası okumadan karar veremeyeceğiniz , benim de hiç bir şekilde yazıya dökemediğim enteresan bir metin.
Farklı.
NOT:Daha önce yazarın bir başka kitabını da okumuşum .Geri Gelmemek Üzere çok güzeldi.
15 Mayıs 2014 Perşembe
12 Mayıs 2014 Pazartesi
42-AYNADAKİ GÖZ-KEZBAN ŞAHİN TAYSUN
1. Basım 2014
120 Sayfa
Bakmayın siz onun sayfa sayısına , bazen azlar çok özler barındırır.
Mevlana'nın çok güzel sözleriyle başlayan kitap , 15 adet öykü içeriyor.
Hepsi birbirinden anlamlı.
Yazarımız da çok ödüllü zaten, anlıyorum şimdi neden...
Hayatın tam da "işte buradayım "dediğiniz yerlerinden , çok ince , çok anlamlı , çok dokunaklı hikayeler bunlar.
Çok fazla gerçekler.
Bu aynaya bir de SİZ bakmak istemez misiniz?
******************
"Yaşam , gün kurtarma ve bir boşluğu doldurma çabasıydı belki de..."
"Bazen havada kalırdı sözcükler...Birileri onları ipe mandallayıp bir bütün yapsın isterdik."
"Her ağlayanı haklı sanma evlat! Bazısı yalandan ağlar."
"İnsan doğanın dengesini bozduğunda , o da insanın dengesini bozacak."
10 Mayıs 2014 Cumartesi
ÇEKİLİŞ SONUCU-
Yazarımız'ın hediyesini kazanan arkadaşımız ,Hatice ALBAYRAK'tır.
Oğlum'un dershanede olması sebebiyle çekim kısmını eşimden rica ettim , kırmadı sağ olsun:)
Hatice Albayrak'ı tebrik ediyorum.
Umuyorum hediyesini keyifle okusun.
*****
Arkadaşlar bundan sonra da yazarlarımızın katkılarıyla kitap çekilişlerimiz olacak , hatta 1-2 gün içinde bir yazarımızın daha kitabını hediye edeceğiz sizlere ve yine isme imzalı olacak tabi ki. .
Fakat bir dertten muzdaripim , sizlerden bana yardımcı olmanızı rica edeceğim.
Yaptığım çekilişlerde bloguma üyelik aramadığım , hiç bir şart koymadığım halde katılım neden az oluyor?
Çekiliş yazısı oldukça fazla okuma sayısı alıyor görünüyor oysa
sebebini bir türlü bulamıyorum
SİZCE
katılım neden bu kadar az?
41-AYRIK - AHMET KÜÇÜKKERNİÇ
2011 Basım
301 Sayfa
Yerli bir polisiye , hem doğal -ki bu benim memleketimde hep zorlama gibi geliyor bana -istisnalar kaideyi bozmaz-hem akıcı , hem de çok fena heyecan uyandırıcı bir kitap.
Gerçekten ilk satırlarından itibaren Komiser Avni'yle birlikte hissediyorsunuz kendinizi ya da ben öyle hissettim.
Çok akıcı , bazen hüzünlü , yer yer acıklı , çokça heyecanlı bir roman bu.
Yazarı not ettim , başka kitapları da var ve ben onları da okumak istiyorum .
Şimdi buraya yazmak konusunda karasız kaldığım fakat bazı kitaplarda yapıldığında aklımın sürekli takıldığı yerler oluyor.
Niye kararsızım , çünkü kitap gerçekten güzel haksızlık ta etmek istemiyorum ama .
Niye kararsızım , çünkü kitap gerçekten güzel haksızlık ta etmek istemiyorum ama .
Anlam bozuluyor ya da anlatmak isteneni anlamıyorum gibi bir durum söz konusu değil fakat benden kaynaklı bir takılma hali bu .
Daha dikkatli mi okunsa basılmadan önce kitaplar ?
*******************
"Homurdanarak odasına girdi.Telsizini şarj aletine koyup, koltuğuna oturdu.Açık olan kapıya doğru,
'Çay gönderin ' diye bağırdı.Tam koltuğuna oturacağı sırada yeni mezun bir polis kapıyı çalıp topuklarıyla selam verdi."
syf.133
Siz de bir okusanız ve benim takıldığım yeri bulsanız çok güzel olur aslında :D
Etiketler:
Ahmet BÜYÜKKERNİÇ,
Bahar Yayınevi,
kitap,
polisiye,
Roman,
Yerli
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)