"Bazen normalliğin , bazı insanlara doğuştan verilmiş bir yetenek olduğunu düşünüyorum..." H. Günday
Aslını isterseniz blogumda böyle bir post olacağını hiç mi hiç düşünmemiştim.
En baştan alayım ve uyarayım oldukça uzun bir yazı olabilir.
11.11.2014 tarihiyle blogum 3. yılını dolduracak.İlk başta yapmaktan keyif aldığım yemeklerden , izlediğim filmlerden ve okuduğum kitaplardan bahsetmek amacıyla açtım blogumu.Hiç bir şey düşünmeden, salt kayıtlı bir şeylerim olsundu derdim.
Sonra sonra baktım bu iş oldukça vakit gerektiriyor ve ben sadece gittiğim filmleri ve okuduğum kitapları yazsam , yok sadece resimleyip bloga koymaya kalksam , gelen yorumlara cevap versem ve beğendiğim blogları ziyaret etsem bile oldukça vaktimi alıyor, sadece okuduğum kitapları fotoğraflayıp bloga koymaya karar verdim.
Hiç bir postumda ben kitap eleştiririm, eleştiriyorum ya da eleştirmeniyim gibi bir ifade bulamazsınız , hiç bir kitaba beğenmedim de diyemem , çünkü benim beğenmediğim bir kitabı başka birisi hayatının kitabı olarak tanımlayabilir , algı meselesidir , zaman meselesidir.Ben sadece okuduğum kitaplarımın görsel olarak bir yerlerde kayıt altında olmasını istedim.
Kimseden bir şey beklemedim , okumadığım hiç bir kitabın reklamını bloguma almadım.
Kitap gönderilerini imzalı oldukları takdirde kendime sakladığım doğrudur , ne ki imzalı değillerse diğer kitapseverler de okusun derdi ile çekilişler yaptım.
Başlarda takipçi sayısını mühimsediğim ve çok daha acemice yaptığım çekilişlerim olmasına rağmen son 2 yıldır yaptığım hiç bir çekilişe şart koymamaya çalıştım , sadece gönderilen kitap daha çok okura ulaşsındı derdim.
Çok bilinçli bir okur olduğumu da söyleyemem , bazen ismine , bazen kapağına bakarak bile kitap alabilirim.
Her türden kitap okumak en büyük keyfim , farklı alanları denemekten asla yorulmam , kim ne derse desin başladığım kitabı yarıda bırakmam.
Ev hanımıyım,
asosyalim ,
5 yıldır hiç tv izlemiyorum ,
haftada 1 gittiğim sinema ve
arada yapmayı sevdiğim puzzlelar(bulmacalar) dışındaki bütün vakitlerimde kitap okuyorum .
Hatta soranlara;
kitap okurum boş vakitlerimde ev işi yapmaktan hoşlanırım , derim.
Ortalama 3 günde 1 kitap bitiririm , kişisel sebeplerden bazen bu süre uzar ya da kısalır ama genel durum budur.
Peki bu postu niye yazıyorum, son zamanlarda aldığım bir kaç mesaj beni çok üzdü , şu aralar sanal alemde kitap okurlarının da aynı dertten fazlaca muzdarip olduğunu gördüm.
Bu yorumlar kırıcı ve üzücü.
Blogu bırakmak konusunu bile çok düşündüm ve fakat bu onların kazanması demekti ve ben buna asla hazır olmadım.
Kitapseverler olarak pek çok soruyla ve eleştiriyle karşılaşıyoruz ve bundan şikayetçiyiz .
Bunlardan bazıları;
-Bu kadar kitabı okudun mu?
*Yok canım bunları ince kıyılmış soğanla kavurup, içine azcık kıyma koyup ara sıcak olarak servis ettim.
-Bu kitaplara niye bu kadar para veriyorsun?
*Sana ne!
-Neden kitap okuyorsun , depresif misin , obsesif misin ?
*Benim.
-Bu kadar kitabı nasıl okudun?
*Öncelikle kapağını açtım .
Şimdi hiç kitap okumayanların bu öğrenme merakını anlıyorum ya da anlamaya çalışıyorum ve fakat bir de kitap okuyan gurup var ki onların eleştirileri ve yergileri can acıtıyor.
Bana göre kitap okuyan insan empatik olur.
Karşısındakini anlamaya çalışır.
Eleştirmeden önce düşünür.
Hakareti ego tatmini olarak görmez , acizlik olduğunu bilir.
Bu anlamda;
-Tarih okuyanların , roman okuyanları
-Roman okuyanların , hikaye okuyanları ,
-Hikaye okuyanların , şiir okuyanları ,
-Psikoloji okuyanların, fantastik okuyanları
-Fantastik okuyanların , çocuk kitabı okuyanları ,
-Klasiklerden hoşlananların , romans severleri
Ve bazı okumayıp sadece fotoğraf çekenlerin,bütün hepsini okuyanları eleştirmesini hiç anlamıyorum.
Kitap okumak herkes için farklı anlam ifade edebilir , Ben;
Yakın tarih okuyarak tv açığımı,
romantik okuyarak , duygusal eksikliğimi
fantastik okuyarak, hayal dünyamı,
Çocuk kitabı okuyarak , gençlere bakışımı
Şiir okuyarak , az ve öz anlatımı
psikoloji okuyarak , empatikliğimi geliştirdiğimi düşünüyorum.
Romanları ve hikayeleri ise , diğer insanların dizi izlemesi gibi görüyorum,fark,onlar izliyor ben okuyorum .
Başkalarının ne yaptığıyla ilgilenmek yerine , başkalarının yaptıklarını önemsemek yerine kendime ait bir dünya kuruyorum.
Kendi dünyama savaşı ve öldürmeyi almıyorum çünkü insanların neden savaştığını hele de bu nedenin para ve güç olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum.
Reel savaşı anlamadığım gibi sanal alemde yapılan sözlü savaşı da anlamıyorum .
İnsanlar diğerlerini eleştirerek ne kazanıyorlar.
Karşınızdaki sanal alemde de olsa bir insan , sizin yazdığınız her kelimeyi önemsiyor.
Ve normal hayatınızda birine söylediğinizde nasıl canını yakıyorsanız , burada da aynı acıyı yaşatıyorsunuz, bilgisayarın karşısında olmak acıyı ne yazık ki hafifletmiyor.
Ve en son olarak şunu söylemek istiyorum , kimse bu yaptıkları ya da yazdıklarıyla mutlu olamaz .
Gerçek ya da sanal , ne ekerseniz onu biçersiniz.
Başkalarına çuvaldızınızı saplamadan , zehrinizi saçmadan , iğneyi kendinize batırın.
Biliyorum dünya yüzeyinde şu anda ölen pek çok çocuk var , ülkem pek çok sorunla uğraşıyor ve etrafımda acı çeken , gerçekten acı çeken yüzlerce insan varken benim bunları yazmam belki bencillik .
Fakat burada yaşadıklarımızı da görmezden gelemiyorum .
Dediğim gibi bu benim, benim doğrum , benim hissettiklerim .
Samimiyetimizden şüphe duyanlar , bizleri eleştirirken hiç düşünmeyenler, kırmaktan incitmekten çekinmeyenler.
Peki bizlere bu tür sıkıntıları yaşatanlar,sizler kimsiniz?