1. Baskı 2014
144 Sayfa
"Bugün dostunmuş gibi yanında duranlar yarın yaşanan tüm güzellikleri unutup gidiyor."
***************************
Tamamen tesadüf eseri elime geçti kitap.
En başından anlatmak lazım ama baştan uyarıyorum sıkılmanız muhtemel.
Hikayemle ilgilenmeyip, kitaptan haber almak isteyenler , kırmızı ile yazılan kısımları görmezden gelsinler .
33 yaşında ve yüzemeyen bir balık olduğumu belki zirilyon kere söylemiş/yazmışımdır.
İstanbul'a gelmeden daha Kerem'in "ben spor yapmak istiyorum , vücut çalışmak istiyorum" gibi söylemleri oluyordu.
Fakat gym için yaşının küçük olduğunu düşündüğümden , "İstanbul'a gidersek , bakalım bir gidelim de , ay aman yerleşiyoruz bir dur " diyerek bu zamana kadar erteledim.
Sonra taşınma telaşı falan azalınca Kerem yine aynı istekleri dile getirdi.
Ben de biraz nette araştırınca , gym yapmanın bir yaş sınırı olduğunu , ergenlik dönemindeki çocukların yapmasının çok uygun olmadığını okuyunca ,bir- iki uzman da bunu teyit edince , Kerem el mahkum vazgeçti bu isteğinden.
Fakat bir şey yapacak yani duramıyor çocuk :D
Evimizin yakınında kapalı yüzme havuzu da olan bir spor salonu var , yüzmek gerçekten pek çok spor ile çalıştırma fırsatı bulamayacağınız kadar çok kasınızı çalışıtırıyor.
Konsantrasyon , nefes gibi dengeleri de geliştirme konusunda harika bir spor.
Kerem 'den yüzme için okeyi alınca konuşmaya gittim , fakat yaş 14 olunca mecburen bir ebeveyn ile kayıt yapabileceklerini , ebeveyn olmadan tek başına yüzmesine de izin veremeyeceklerini öğrendik.
Spor deyince bizim ailede yan çizen ben olurum .
O sebepten eşime sen git dedim hatta bir hayli de ısrar ettim .
Olmadı.
"Madem havuza gidilecek , artık o yüzme öğrenilecek" şeklinde gelen talimatla , kendimi hem suda hem de Aysun Hoca'nın karşısında buldum.
Kerem yüzüyor, ben titriyorum.
Kerem yüzüyor , ben korkuyorum .
Kerem yüzüyor , ben çalışıyorum.
8 ders sonunda en azından sudan korkmamayı öğrendim :D
Fakat bu kadar zamanda bile Hoca'mla kitap muhabbeti yapmaktan geri kalmadım.
Zaten kitapları anlatacağım kadar yüzmeye çalışsaydım , kesin şimdi kurbağalıyordum :D
Yine Aysun Hoca'yla kitap muhabbeti yaparken , Onur Okalan'ı tanıyıp tanımadığımı sordu .
Ve kitabından bahsetti .
Hatta üşenmedi derslerden birinde yanında getirdi.
İyi de oldu .
Kitabı aldığım günün ertesinde kitap bitmişti.
Aslında kitabı okumadım da izledim sanki .
Şimdiki zamanlarda geçen hikayede ; genç insanların hayatlarındaki karar anları ve bazen de yaşamın onlara getirdikleri ile yüzleşmelerinin öyküsü anlatılmakta.
Umudunu Asla Kaybetme, daha önce senaryo yazarlığı da yapmış genç yazarımızın 2. kitabıymış.
Yaşı o kadar genç ki; ileride çok güzel işler yapıp , çok etkili satırlara imza atacağına inanıyorum
ve
hangi meslekle uğraşırsa uğraşsın ama yazmaktan asla vazgeçmesin umuyorum.